Yorum:  Elimde olsa En iyi Animasyon dalında Oscar ödülünü çocuklara verdiği eğitimden dolayı alırım bu filme veririm.

Dev bütçeli ama hitap ettiği kitlesi gereği çocuk izleyicisine bir şey katmayan animasyonların yanında Oscar ödülleri adaylığı bulunan bu çizgi filmde şunları öğreneceksiniz.  Bütün çocuklar dünyaya sıfır bilgi ile gelir, tüm düşünceleri ter temizdir. Kimseye, her hangi bir şeye karşı küçücük dahi farklı bir açıdan yaklaşımları yoktur. Nefret ve sevgi tohumları çevresinde bulunan büyüklerin öğretileri ile gelişerek ya diken olur ya da çiçek olur yoksa çocuklar karşısındakine nereli olduğuna, hangi ırktan olduğuna, renginin ne olduğuna, dininin ne olduğuna bakarak karşısındakine yaklaşmaz yani ön yargısı yoktur.Albert EİNSTEİN’ in ifade ettiği şekilde insanların önyargılarını kırmak atomu parçalamaktan daha zordur. Anne, baba veya çevresinde bulunan büyüklerin hayatlarına cıs – ka ka – kötü – pis gibi müdahale etmediği çocukları aynı ortama koyun, ailesinin dili bir birlerine yabancı olanlar da olsun çocuklar arasında, bakın bir birleri ile nasıl güzel geçiniyorlar, oyun oynuyorlar, biri bir diğerini hiç dışlıyor mu? Bütün çocukların oyun içerisinde bir rol üstlenerek o rolünün hakkını verdiğini göreceksiniz, yani hayatlarını sürdürdüklerini göreceksiniz.

Bütün ayrımcılığı çıkaran, kavga eden, büyüklerdir, çocuklarını da bu ayrımın içerisinde yer almasını sağlayan, onlara kendi düşüncelerini aşılayan yine büyükleridir.

Karşındakinin azmanlığına bakma yufka bir yüreğe sahip olabilir, karşındakinin ufaklığına bakma içinde bir canavar yaşıyor olabilir.

İçerisinde bulunduğu şartlar insanların davranışlarında farklılık meydana getirerek kendilerinin dışında farklı biri gibi davranmalarına sebep olabilir. İnsanlar hakkında doğru kanıya varabilmek için o insanın geliştiği çevre ile birlikte, o an için içerisinde bulunduğu şartları değerlendirmek gerekir. İşsizsiniz, iş aradınız size bir lokma sağlayacak iş bulamadınız, günlerdir karnınız aç, kimse zekat vermiyor, sadakayı kimsenin bilmediği bir ortamdasınız, ne yaparsınız?

Yaşı önemli değil insan olan herkesin birisi hakkında bir karara varmadan önce kendisini o birisinin yerine koyması gerek.

Çocuklar için en iyi gelişim yöntemi, kendisine öğretilmeye çalışılan her hangi bir şeyi irdeleyecek doğru – yanlış sorgulama mekanizmasını geliştirmektir. Çünkü irdeleme yeteneği geliştirilen birisi lider konumda bulunur, her şeyi kendisine öğretildiği şekilde kabul etmesi gerektiği öğretilen diğeri ise sadece sistemin kölesi olur.

Düşüncen ne kadar doğru olursa olsun eğer mevcut sistemin karşısındaysa elbet düşmanların olacaktır. Seni yargılamak isteyenler, seni topluluktan uzak tutmak isteyenler olacaktır senin yapman gereken karşındakiler ne söylerlerse söylesinler doğru bildiğin yoldan şaşmamak olmalıdır. Eninde sonunda senin doğruluğun kanıtlanacaktır.

Şeker yerseniz dişleriniz çürür, dişleriniz çürürse dişçiye gidersiniz dişçi dişlerinizi söker. Peki, anne ya da baba madem zararlı niye şeker satıyorlar diye çocuğunuz soru sorabilir çizgi filmde o da cevaplanıyor; şekerci para kazanıyor, dişçi para kazanıyor ama şekerci dişçi çocuklarına şeker yemelerini yasak etmişlerdir. ( sadece paraya önem veren kapitalist sistem, sağlıksız ürün sat para kazan, hasta et sağlık için aynı kişiden yine para kazan. Birkaç hafta önce McDonalds kendi çalışanlarına fast food yememelerini, sağlıklı beslenmelerini salık vermişti. )

Dişçi senin dişlerini tedavi etmek için vardır, mesleği o dur, sana yardım eder.

Çöpten yemek yenilmez yoksa tifo, dizanteri, kolera gibi hastalıklar oluşur.

Arkadaşını asla ispiyonlama, satma!

Yapımı: 2012 – Fransa

Tür: Animasyon, Dram, Komedi

Süre: 79 Dak.

Yönetmen: Stéphane Aubier, Vincent Patar, Benjamin Renner

Seslendirenler: Lambert Wilson, Dominique Maurin, Anne-marie Loop

Senaryo: Daniel Pennac

Yapımcı: Didier Brunner, Vincent Tavier