internet
Günlük, içimdekiler, Kişisel Gelişim, Son Yazılar, Uyarı, Vatandaşlık

İnternet Sansürünün Karşısındayım Çünkü;

Paylaş; başkaları da faydalansın!

internetKendi yönetiminden şüphe eden siyasilerin ( siyasilerin diyorum dikkatinizi çekmek isterim; iktidar ya da muhalefet demiyorum kendi düşüncesinden şüphe eden, tüm böyle düşünceye sahip tebaadan bahsediyorum. ) “aman ha ya yönetimime tabi halk, yaptığım usulsüz bir işin doğru olmadığını anlarsa ya uyanırsa diye, ulaşımına yönelik ıvır zıvır her şeyine, geçilmesin diye sansür surlarını çekmeye çalıştıkları bir bilgi kaynağıdır internet.

Mesela biz Türkler Moğol istilalarına karşı Çin’in batı sınırlarını emniyete almak için yaptıkları, uzaydan bile gözle rahatlık ile gözle görülebilen insan yapısı Çin Seddi için; “Dünyanın en büyük ( yazım sihirbazının argo ya da kaba sözcük uyarısını dikkate alarak yazıyorum ) kaba et korkusu” diyoruz. İşte günümüz dünyasında da özellikle Komünist ve Müslüman ülkelerde en büyük kaba et korkusu internettir.

çin seddi

Nasıl ki; kağıt çoğaltma makinesi olan matbaa’ nın bizim o çok övündüğümüz atalarımız olan, üç kıtada hüküm sürmüş Osmanlı İmparatorluğu sınırlarından içeri gelişi, icadından 277 yıl gibi çok uzun zaman sonra oldu. Bizim gavur dediğimiz batı toplumu kendi üyeliğinde bulunduğu dinin kitabı İncil’i, kendi düşüncesinin eserlerini rahatlıkla çoğaltıp gittikleri her yerde de insanların ellerine bunları tutuşturarak taraftar sayısını arttırdılar.

Bizim yaptıkları işi en basit şekilde hafızacılık olarak tanımlayabileceğimiz ve Kuranı Kerim’i hafızalarında tutan hafızlar, kendi çıkarlarını Müslümanlığın öğüdü gelişimin önünde tuttular. Yaptığı ne olursa olsun padişahım çok yaşa diyen cahil ahaliyi de arkalarına alarak; matbaaya şeytan icadı dediler ama tek düşünceleri; matbaa gelirse, Kuranı Kerim çoğaltılır, bize ihtiyaç kalmazdı. Hatta İbrahim Müteferrika matbaayı kurmak için başvurduğunda dönemin Şeyhülislamı; dini olmayan eserler basılmaması şartı ile izin vermişti ve biz bu geri kafalı düşüncelerin geciktirmeleri yüzünden mükemmel son dinimizi yayamadık, hala da yayamıyoruz ve ayrıca dönemin en büyük gücü olan Osmanlı İmparatorluğu da düşüncesini, amacını geniş mecralara anlatamadı, çöktü. O üç kıtadaki devasa Osmanlı İmparatorluğu topraklarından düşman elinden kurtarabildiğimiz kadarı üzerinde şimdi bizim yaşadığımız Türkiye Cumhuriyeti kaldı.

20. yüzyıl, gavurlar doğru ya da yalan ya da abartılı kendi düşüncelerini kendi güçlerini filmler ile görselleştiriyorlar. Biz ise en basiti hala Hz. Muhammed’i ve Müslümanlığın doğuşunu en iyi anlatan film olan 1977 Amerika Birleşik Devletleri yapımı The Message – Çağrı filmini izliyoruz.

Çağrı Film Poster

21. Asırda yaşıyoruz; ya da diğer adı ile bilgi çağında, yani bilgiye en hızlı ulaşanın ipi göğüsleyeceği yüzyıldayız.

Her türünden pornografi ve şiddete yönlendiren yayınlar dışında internete yasak koyulmasına karşıyım.

Mesela yer yer çeşitli yerlerde yayınladığım kendi düşüncemin ürünü yazılarıma, videolara ne kadar kötü yorum gelirse gelsin ne ilgili dokümanı yayından kaldırdım ne de yorum getirilmesine engel koydum. Çünkü internet düşünce paylaşım ortamı, herkes benim düşüncemi kabul edecek diye bir kaide yok, herkes de düşüncemi kabul etmeyecek diye bir kaide de yok. Onlar benim düşüncelerim, kendim yazdım, başka kimse için özel yazmadım. Örnek olarak yazının sonunda Youtube’da http://youtu.be/awK5YjPGitw adresinde yayınladığım Andımız –  Ne Mutlu Türk’üm diyene videosuna yapılan yorumların ilk sayfasının ekran görüntüsünü koydum. Kim ne yorum yaparsa yapsın, yorumlardan kişinin kendi bilgi kütüphanesinin ne kadar geniş olduğunu anlarım.

Düşünceler bir biri ile savaşa savaşa gerçek ne olduklarına varırlar. O yüzden internete yasak konulmasına her türlüsünden porno ve şiddet tavsiye eden siteler hariç karşıyım.

sosyal medya

İçinizden birileri çıkıp; ( güncel gündemdeki konuya )ya senin de kasetin olsaydı, yine de böyle düşünür müydün diyebilir; bir film çevirmedim ama arkadaşım, bir kasetim olsaydı dahi varsınlar yayınlasınlar, bir hata yaptıysam bu benim kendim ile kendi vicdanım ile alakalı bir durumdur. Hem ne diyor Mevlana “başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol” ben de insanım, bir an gelmiş her hatalı konuda suçladığımız Şeytana uymuş olabilirim. Ne olmuş yani beni çekemiyorsan, dedikoduyu seviyorsan yayınla, yayınlama demem ama Mevlana’nın öğüdüne de kulak vermeni salık veririm.

Her türünden pornografi ve şiddete yönlendiren yayınlar dışında internete yasak koyulmasına karşıyım.

Yorum örnekleri

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.