Felsefe, Günlük, Kişisel Gelişim, Son Yazılar

Götüme Yakışır:)

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Havaalanındayım,

Araç kiralama ofislerini geziyorum ama arefe günü, öyle son dakika da uygun fiyatlı bir marka ve modelini bulmak zor; çoğu alınmış, bir kısmı da rezerve edilmiş ve kiralayanlarını bekliyor.

BMW, Mercedes, Volvo gibi üst lüks sınıf arabalar veya bayram dolayısı ile kirası şişirilmiş arabalar var. O araç kiralayıcı benim bu araç kiralayıcı senin dolaştım ve bir kiralama acentesindeki Hyundai Blue’ya biçilen fiyata eş değer bir Volvo S60’ı başka bir araç kiralama acentesinde buldum; ne yapayım ortalık ana baba günü gibi kalabalık, herkes kiralık araç arıyor… Bari bunu kaçırmayayım dedim ve kiraladım.

Ama tabi ki verdiğim paraya içim acımadı değil. İçim çok acıdı ve kendi kendime bizim oralarda yaygın kullanılan bir tabir olan “Götüne yakışır Ömür” dedim bu araba senin!

Götüne yakışır tabiri bizim lügatımızda, kendi kazancından daha fazlasını harcayarak kendilerini yükün altına hamal gibi sokan insanlar için kullanılır genelde. Yani elde yok avuçta yok, açlıktan nefesi zehir kokuyor ama zevki sefa içerisinde zengin bir yaşam sürdürür görünen insanlar içindir bu tabir.

Allah’a şükür ev ekonomimde bir sıkıntı yok.

Daha öncesinden hep şunu düşünüyordum yaw bende para olsa dahi o lüks arabalara neyin o kadar parasını vereceğim, dört tekerlek benim ayağımı yerden kessin yeter.

O arabanın, Volvo S60’ın yolda insana verdiği sürüş lezzetine bakınca hiç te öyle olmuyormuş arkadaşım; insanın düşüncesi anında değişiyor ve diyorsun ki adamlar neden keyif alacaklarını çok iyi biliyorlarmış; arabaya boşuna para vermiyorlarmış.

Volvo S60;

volvo_s60

Araç http://www.rentgo.com.tr/‘den kiralanmıştır.

Görüntüsü hem klasik lüks araç hissinden aracı uzaklaştırmadan sportmen,

İçi dışarıdan göründüğü gibi geniş,

Arabanın ayarlanmaya imkan vermeyen koltuk başlıkları hoşuma gitmedi başım ağırdı fakat diğer her yönde kendi vücuduna göre ayarlanabildiğin için konforu insanın vücudunda hissettiriyor,

Sürekli ihtiyaç duyulan tuşlar; sürücünün dikkatini yoldan ayırmadan elini hemen uzattığı yerde,

Elektronik güvenlik kontrol sistemi sürücünün trafikte hata yapmasına olanak vermeyecek düzeyde,

Bagaj hacmi lüks bir sedandan beklenmeyecek seviyede geniş,

… direksiyona geçip arabayı uykusundan uyandırınca zaten arabanın tamamen sürücüsünün hizmetinde bir uşak olduğunu hissediyorsunuz.

Şunu da söylemeden geçemeyeceğim o ağır arabayı harekete geçiren, sürüş zevki yaşatan, bayır tırmanırken dahi başka araçlar gibi nefes kesilmesi hissetmediğim motoru yakıtını da son derece ekonomik kullanıyor.

Sonra düşündüm ki; yaw niye götüme yakışmasın ki;

Gidiyorum şirkete, yapıyorum işimi, aybaşında alıyorum maaşımı… o kadar!

Peki ya bana bu parayı veren patronum, o patron nasıl yaşıyor?

Krallar gibi!

Ama patronum benim gibi daha binlerce kişinin maaşını ödeme yükümlülüğü altında,

Ayrıca şirketlerinin elektrik parasından tutun su parasına, doğalgaz parasından tutun, üretim için fabrikaya soktuğu hammaddeler için ödediği paraya kadar…

Müşterisine ürünü istenilen miktarda teslim etmesi gereken sürede ürettirmek zorunda,

Ayrıyeten ekonomide yerini sağlamlaştırmak için şimdiden geleceği düşünmek zorunda,

Ve daha birçok şeyin yükümlüğü altına elini sokmak zorunda iken ve tabi ki kazandığıyla krallar gibi yaşayacak.

Dedim o da insan ben de insan bende niye kendimi iyi geliştirdiğim bir konuda ekonomi içerisinde bir yerim olmasın ki?

Beş kuruşa tamah eden bir köle rolünden çıkıp neden kendi yeteneğim ve eğitimim doğrultusunda kuracağım işimin efendisi olmayayım ki!

Yani neden kendimdeki cevheri ortaya çıkartmıyorum ki!

Kendi cevherimi neden kendim için kullanmamayım ki!

Mantıklı geldi;

Neden götüme şimdi var olandan daha iyi bir araba yakışmasın ki!

Niçin her şey benim götüme de yakışmasın ki!

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.