Okyanus, deniz, göl, nehir, dere, çay… kaynak, su…

Banyo yapıyoruz, duş alıyoruz, elimizi yüzümüzü yıkıyoruz, tıraş oluyoruz, dişlerimizi fırçalıyoruz, çamaşır yıkıyoruz, bulaşık yıkıyoruz, abdest alıyoruz, tuvaleti akıtıyoruz, sebze meyve yıkıyoruz, meyve sebze bostanlarını bahçelerini tarlalarını suluyoruz, araba yıkıyoruz, evi siliyoruz, kapıyı bacayı yıkıyoruz, içiyoruz…

Bunları yaparken çoğunlukla yeter kullanım seviyesinin üzerinde hor kullanıyoruz suyu.

Şırıl şırıl şırıl şırıl akıyor su.

Damla damla kaçırıyor musluk da önemsemiyoruz.

Sonra akarlar üzerine de koca koca fabrikalar kurduruyoruz dolduruyorlar özgür suyu şişelere, damacanalara… satmak için…

İçme suyu tedariği amaçlı barajların dibi görünüyor ama berraklığından değil bu.

Musluktan eskiden gelirdi klor kokusu hoş karşılamazdık şimdi ise geliyor artık yosun kokusu.

Muslukta içmeye damla su bulamayacağız.

…

Dinimiz ne diyor; İsraf etmeyin!

Suyu tasarruflu kullanalım çünkü vücudumuzun ortalama %65’i su.

Yani ihtiyacımız var; yeterinden fazla kullanmayalım suyu.