Melekler kulağıma fısıldamışlardı çok şanslısın diye;

Hem Allah’ın, kulu ve elçisi olan Hz. Muhammed (Allah’ın selamı O’nun üzerine olsun) ile insanlığa tebliğ ettiği en son din İslamiyet’i benimsemiş,  hem de damarlarında dünyanın en asil milleti olan Türklerin kanı dolaşan modern dünya görüşlü bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelecektim.

Geldim.

Şimdi 7. Ayımın içindeyim…

Bazı şeyleri yavaş yavaş algılamaya başladım.

Babam ile annem televizyon izlerken benimde kulaklarımda yankılanıyor “her Türk asker doğar”, “şehitler ölmez vatan bölünmez”, “vatan sana canım feda” sloganları…

Bakıyorum gözleri buğulanmış, dudaklarını ısırıyorlar…

“evlatlarımızı fedaya hazırız” diyen biri oldu geçen gün ikisi de bastı kalayı;

“karnını sen mi doyuruyorsun, altını sen mi açıyorsun, yorgun argın yatmışken ve uykunun dibine vurmuşken gecede defalarca kalkıp nefes alış verişini sen mi izliyorsun, üstünü sen mi örtüyorsun, sen mi öpüyorsun, sen mi kokluyorsun, sen mi bağrına basıyorsun, sen mi tehlikelerden koruyorsun?…”

Eskiden savaşlarda, Türk komutanlar, ordularının en önünde yer alırlarmış, orduları ile birlikte aynı yerde konaklar, orduları ile birlikte aynı sofrada yemek yerlermiş, ölüm emri verdiklerinde siperden ileri ilk kendileri atılırmış…

Şimdiki seçilmişler dünya kadar korumayla geziyorlarmış, devletin parası ile alınan makam araçları Mercedes’in en iyisiymiş, uçak filosu varmış devlet erkânının, 1000lerce kişilik saraylarda oturuyorlarmış, hatta milleti temsil ettikleri Türkiye Büyük Millet Meclisinde bile ile en iyi koltuklara oturuyorlarmış hatta bu koltuklar o kadar rahatmış ki uyuyanlar bile oluyormuş…

“kusura bakma beyefendi, bize oğlumuzu leylekler getirmedi” dediler ama büyük ihtimalle o televizyon denen ekranda konuşan adam duymadı. Adam gülümser tarzda konuşmasına devam ediyordu.

Beni aldılar öptüler, kokladılar…

“Şehitlik gibi kutsal bir şeyi bile dini açıdan istismar ediyorsunuz; helal size be, helal size inananlara be!”

Büyükler… İnsanlar… Anne baba olmuşlar ama nedense bana karşı şebeklik yapıyorlar. Bende bir iki gülücük atıyorum bakıyorum ikisinin de yüzünde gülücükler açıyor. Bebek olmak zor işte!

Vatanını en çok sevenin ölmesi lazımdır sözüne karşılar bizimkiler; “Vatanını en çok seven görevini en iyi yapandır” anlayışını benimsemişler. Benim için meslek sahibi olunca mesleğini en iyi şekilde icra edenlerden ol diyorlar. Duyuyorum ama anladığımı belli etmiyorum. Bebeklik işte.

Doğru politika, terörü beslemezmiş.

Doğru politika, insanları cinayete kurban etmezmiş.

Doğru politika, ülkenin itibarını yerlerde sürüklemezmiş.

Doğru politika ülkeyi her açıdan güçlü kılarmış.

Doğru politika insanını aç bırakmazmış.

Doğru politika insanı hiç bir ayrıma tabi tutmazmış.

DOĞRU POLİTİKA

Anne…

Baba…

Ya ben büyüyene kadar bu ülkenin düzelmesi için çabalarsanız, düzeltirsiniz…

Ya da ben büyüyeyim yeni zaferlerle herkese göstereceğim;

“30 Ağustos Zafer Bayramı, şanına layık, herkes ile birlikte, güçlü bir ülke olarak… işte böyle kutlanır!” diye.