Dram, Gerilim, Sinema Felsefesi

Jack’in Yaptığı Ev, The House That Jack Built

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Ta üniversite yıllarımda “seri katillerin iç dünyası” adında bir kitap okumuştum.

Kitapta seri katillerin normal insanlar gibi olmadığı, beyinlerinin ön lobunun gelişmediği, bundan dolayı da empati kuramadığını yani karşısındakinin yerine kendisini koyarak acaba bana aynı hareket yapılsa nasıl hissederim diye düşünemediklerinden bahsedilmekteydi.

İçlerinde geri zekalılar olmasına rağmen, çok iyi eğitim alan, çevresinde herkesin iyi tanıdığı insanlarında olduğu, yaşamış seri katillerin hayatlarında örnekler verilerek anlatılmaktaydı.

Ama bir çoğunun çocukluğunda, ileride kötülük yapacaklarına dair emareler olduğu daha sonrasında anlaşılmış fakat ebeveynleri çocuk çocuk diye göz ardı ettikleri de ön plana çıkarılmaktaydı…

Bir seri katili tetikleyen hep bir olay mevcut; karşısındakinin söylediği bir söz, yaptığı bir hareket seri katilin öldürme iç güdüsünü açığa çıkarmış… Bir başladığında ise artık durdurulamaz hale gelmiş…

1, 2, 3, 4 ….

Her seri katilin kendisine has bir yöntemi var…

Ve her seri katilin bir amacı var…

Lars von Trier imzası taşıyan Jack’in Yaptığı Ev adlı bu filmde, çok geveze bir kadına denk gelene kadar kendi halinde yaşayan, mimar olmak isteyen ama mühendis olan Jack adında bir seri katilin doğuşuna, cinayetlerine ve sonuna şahit olacaksınız.

Jack de ayrıca Obsesif Kolpulsif Bozukluk vardır; her şey düzenlidir, düzensizliğe tahammülü yoktur,

Fotoğraf çekmeyi çok sevmektedir; özellikle de negatiflere yansıyan görüntülere bayılmaktadır,

Jack, hayallerindeki evi bir türlü gerçekte inşa etmeyi becerememektedir…

Bir gün yolda giderken bir kadına denk gelir…

Kadın kendisine pısırık der ve ilk cinayetine bu kadın ile başlar…

Jack artık ilk hazzı almış biri olarak cinayetlerine devam eder…

Her cinayetine bir mantık ile yaklaşmakta ve öğrendiklerini kurbanları üzerinde denemektedir…

Bazı sahneler çok eksik kalmış, bu kadarda olmaz diyebilirsiniz ama şunu unutmayın insan doğasında var olan hata yapma özelliği yüzünden 4 tanesi kitaplı olmak üzere 1000lerce peygamber Allah tarafından yer yüzüne gönderildi.

Seri katilin Filmin sonunu beğenenler kadar beğenmeyenler de var ama sonu için 2 öğeyi anlatınca, filmin aslında ne anlattığını daha iyi anlayacaksınız.

Weger: Jack’in sürekli sohbet halinde olduğu bir dış ses. Weger sözlük anlamı ile kantar demektedir. Yani Jack cinayetler ile ilgili kendi iç hesaplaşmasını yapmaktadır.

Elysium Çayırları: yunan mitolojisine göre ölen kahramanların ve erdemli insanların ruhlarının gittiği yer. (Fakat Jack buraya hiç giremeyeceğini kendi vicdani hesaplaşmasında açıkça söylemektedir)

Görseline ile birlikte diyaloglara dikkat etmenizi salık veririm; bir sürü öğreti saklı

Benim Puanım: 9 / 10

IMDB Puanı: 7 / 10

Tür: Dram , Gerilim

Yapımı: 2018 – Danimarka , Fransa , Almanya , İsveç

The House That Jack Built Filmi Oyuncuları: Uma Thurman, Ed Speleers, Matt Dillon, Bruno Ganz, Yoo Ji-tae

Yönetmen: Lars von Trier

Senaryo: Lars von Trier

Yapımcı: Louise Vesth, Jonas Bagger

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Bir Yorum Yazın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.