İnsan hak ve özgürlüklerini savunmak insanlık niteliklerini benliğinde taşıyan her kişinin en temel görevidir. ATATÜRK bu görevi verdiği bağımsızlık ve demokrasi mücadelesiyle eksiksiz yerine getirmiştir. Türkiye Cumhuriyeti bunun
Çağdaş insan, görevlerini verimli biçimde yürütür, mal ve hizmet üretmeyi insanlık onurunun gereği olarak görür, insanları mevkilerine göre değil hizmetlerine göre değerlendirir. ATATÜRK yaşamı boyunca insanları bu esasa
Türk ulusu, Osmanlı Devleti’ nin son dönemlerinde ardı arkası kesilmeyen savaşlar sonucunda çok şeyini kaybetti. Eriye eriye tükenme noktasına gelip yaşlılardan, dullardan, sakatlardan ve yetimlerden ibaret kaldı. İçeride
ATATÜRK, kendisini ulusunun hizmetkarı gören, ulusuna aşık, ender insanlardan biridir. O, ulusunun acı ve sıkıntılarını yüreğinde hissedip, bu sıkıntıları aşması için sürekli mücadele etmiş, insanların gülümsemelerinde en büyük
Uygar insan; kin ve nefret duygularından uzak ve sevgiyi kendisine hareket noktası olarak seçmiş insandır. Bu nedenledir ki ATATÜRK Cumhuriyet’in yeni eğitim sisteminin her şeyden önce Türk
ATATÜRK gerek Kurtuluş Savaşı döneminde gerekse daha sonraki dönemde aldığı her kararda, yaptığı her işte yasal bir dayanak aramış, keyfi ve kanunsuz hiçbir eyleme girişmemiştir. Attığı her
BU BAYRAĞI YERDEN KALDIRINIZ Kin ve nefret, insan duygusunun en olumsuz yanlarını oluşturur. İnsanlığın mutluluğu bu duyguların yerini hoşgörüye bırakmasıyla olağandır. Birinci Dünya Savaşı sonrasında sömürgeci
Halk egemenliğine dayalı demokratik hukuk devletini, kişi egemenliğine ve keyfiyete dayanan devlet yönetimlerinden ayıran ve ona üstün kılan en önemli özelliği, yasalar karşısında herkesi eşit kabul etmesi
ATATÜRK, her zaman doğru sözlü insanları takdir etmiş, kişisel duygularını devlet işlerine karıştırmamış, devlet işlerinde yalnız akıl ve mantık çerçevesinde hareket etmiştir. O, ülkenin ve halkın çıkarları
Ruşen Eşref Ünaydın diyor ki; Barışın büyük savaşçısı ATATÜRK dövüş istemedi, barış kurdu. Kuzeyle, Güneyle, Doğu ile, Batı ile… Dünya onu kendine düşman sanıyordu. O dünyaya
ATATÜRK, halkın sorunlarını yerinde görmek, istek ve şikayetlerini bizzat vatandaşın ağzından dinlemek ve çözümleri konusunda vatandaşların görüşlerinden yararlanmak için sık sık halkın içinde olma ihtiyacını duymuştur. Halkın içinde
Türk ulusunu çağdaş dünyanın onurlu bir üyesi yapmaya çalışan ATATÜRK, uluslar arası dostluk ve iş birliğine büyük önem vermiş ve dünyanın neresinde olursa olsun, hangi ulusu ilgilendirirse
Son Yorumlar