İthalata Ne Gerek Var?

Enflasyon ceplerde ne var ne yok boşaltıyor.

Hazırlatmışlar Türkiye İstatistik Kurumu’na bir enflasyon sepeti kıldan çöpten ne varsa da doldurmuşlar büyük etkilerle içerisine diyorlar ki enflasyon bu kadar.

Hayır arkadaşım hayır.

Geçen haftalarda Merkez Bankası Başkanı faizleri indirmemesinin gerekçesini ne gösterdi sayfalarca tutan sunumunda; özetle, vatandaşın karnına giren şeylerdeki enflasyona bakarım dedi koydu noktayı.

Üreticim bağında tarlasında ürettiği mahsulü, merasında yetiştirdiği hayvanı su, elektrik, benzin, mazot, gübre, yem, bakıcı masrafları vb masrafları ile kendi geçimini dahi karşılayamayacak fiyatın altına film takmış mercedeslerde patronlar ve arkasında panelvanlarda zebellah gibi badigardlar… satıyor. Bizde pazarda manavda kasapta markette üreticiyi neredeyse yok eden fiyatının 10 – 20 katı fazla paraya satın almaya mecbur bırakılıyoruz.

Üreticim basıyor kalayı, bir sinir vuku buluyor ve kesiyor güzelim ağaçları kökünden, rantçılara veriyor tarlasını bina için, boğazlıyor hayvanlarını yakıyor ahırını çünkü girdi çıktı aynı para parası yok dayanacağı dal yok artık.

Ama aracılar götürüyorlar malı.

Çünkü aracıların çocukları ferrari istiyor, lamborcini istiyor, maserati istiyor, porşe istiyor. Babalık görevini yapmaları lazım.

Üreticinin çoluğunun çocuğunun geleceğini düşünen yok. Çünkü fakir gelmişler fakir giderler; alışıktır onlar. Ne olacak ki!

Devletimin çok bilen bürokratları da çıkıyorlar ortalığa. Bu fiyat artışının önüne geçmek için yurt dışından bu şu o ürünü getirteceğiz. Bakalım bundan sonra böyle fiyatlarla karşılaşır mıyız!

Wauv tehdide bak.

Çok korkutucu oldu. Biraz alttan alsalardı bari.

Üreticimden biz tüketicilere kazanan yok. Hep kaybeden tarafız.

İthal eden tarafta yine kazanacak.

Çünkü ithalatçıların çocukları ferrari istiyor, lamborcini istiyor, maserati istiyor, porşe istiyor. Babalık görevini yapmaları lazım.

Saadet zincirine bak.

Olan Türkiye’ye oluyor.

Giden Türkiye’nin geleceğinden gidiyor.

Türkiye için bir şeyler yapmaya çalışanlar kaybediyor.

Üniversitede ekonomi dersinden hatırlıyorum; devletin üretici zarar etmesin diye taban tüketici zarar etmesin diye tavan fiyat belirleme yetkisi vardı.

Yaw devlet diyorum devlet boru değil!

Kurarsın Türk Paketleme Depolama Nakliyat Pazarlama A.Ş. diye bir devlet şirketi.

Yanaştırırsın üreticimin kapısına nakliye araçlarını, tartarsın ürünü, trink para tüketicin hesabına, yüklersin.

Götürürsün depona.

Paketlersin.

Uçak, tren, tır… filonla Üretim maliyeti + Üreticimin karı + Depolama Masrafı + Paketleme Masrafı + Nakliye Masrafı = Pazarlama Fiyatı Türkiye’ nin dört bir yerine ulaştırırsın.

Yine araya girip fiyat artışlarına sebep olan üç kağıtçılar olacaktır. Belirlersin tavan fiyatı dersin ki bu ürün bundan fazlasına tüketiciye satılamaz. Kontrol edersin, varsa düzenbaz basarsın cezayı.

Çok mu zor?

Ahkam kesiyorlar ya hani ortalıklarda bunu bunu yapmak bebek oyuncağı.

Türkiye adına şanına layık yönetilmiyor ki,

Türkiye adına şanına layık yönetilse ihracatın anasını ağlatırız be!

İTHALATA GEREK YOK yani!