Recep İvedik 7

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Sen nasıl bir film çektin böyle Şahan Gökbakar?

Türkiyemizdeki mevcut politikayı, Recep İvedik ile anlatan, nasıl cesur ve derin bir filmdir bu böyle!

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TUİK), görevlilerinin, belirlenen market ve dükkanlardan, telefon araması ile, enflasyon sepetinde yazılı ürünlerinin fiyatını öğrenip, ortalamasını aldıklarında ve enflasyon sepetindeki etki karşılığı ile çarptıklarında çıkan sonuç enflasyon olarak yayınlanmaktadır.

Fiyatları verenin kim olduğu, doğru verip vermediği, alanın kim olduğu, doğru yazıp yazmadığı meçhul ve örneklem zamanında düşük mü fiyat olduğu yüksek mi olduğu tespit edilemeyecek bir manuel sistemde dahi enflasyon Kasım sonu itibari ile yüzde 84,39 olarak açıklandı.

Biraz matematiği olan birisi, aklı da varsa, en azından alma alışkanlığı olduğu ürünlerdeki fiyat artışını kendisi hesaplayabilir.

Ya da aynı ürünün geçen sene maaşına oranı neydi, bu sene maaşına oranı ne hesaplayarak satın alma gücündeki değişikliği belirleyebilir.

Ama maalesef, beynini kullanmayan vatandaşlar, izlediklerini kanalda ne söyleniyorsa ona körü körüne inanmaktalar.

Vatandaşlar keşke kendilerine pembe hayaller kurduranların yaşamlarına bakabilseler!

Yandaş medya, yalan yanlış, kendi çıkarlarına ne uygunsa o açıdan bakılmış, sabunlanmış istatistiklerle iktidarı desteklemekte.

Ama muhalif basında diğer açıdan her şeyi kötü göstermekte.

Bizim ülkemizin ortası, tarafsız gerçekleri veren bir medyası yok anlayacağınız.

Hayat pahalılığından bunalan Recep İvedik, anne mirası köyüne geri döner…

Ama o da ne?

Köyün tamamı, bir inşaat firmasına, otel yapması için tahsis edilmiştir.

Otel projesinde köyün asıl sahiplerine hiç bir hak yoktur,

Yüzde 50si arsasını satarsa, diğer %50ile birlikte köyün tamamı istimlak edilecektir.

Ekolojik sisteme ne olursa olsun önemli değil, ÇED yani Çevre Ekolojik Değerlendirme raporu büyük projelerde aranmaz diye kanun maddesi de çıkarıldı, önemli olan yandaşın ne kadar para kazanacağı.

Köylümüz, milletin efendisidir, atadan gelen meslekleri vardır, hayvan yetiştiriciliği, toprak ekimi hasadı, meyve bakımı…

Onların topraklarına el koymak demek, onları dımdızlak ortada bırakmakla eşdeğerdir, o insan başka bir iş yapamaz.

Eskiden bağından, bostanından, tarlasından, ahırından, merasından kendine yetecek kadar ürün elde eden köy halkı, bir kaç kuruş ceplerine para sıkıştırılarak, nereye giderse gitsin kovulamaz.

Otel çocuklarınıza iş alanı sağlayacak, inşaat bitene kadar, hadi inşaat bittikten sonra da otelde görevli olarak çalışmaya başlasın, ev için kira, yemek için para gerekecek, halbuki projeden önce bedavaydı yaşamak, çalışmak yetiyordu.

Milletin bir yerlerine koyanlar türedi hep. İktidar sahipleri de, vatandaşı sahiplenmek yerine maalesef bu koyanlara çıt çıkarmadılar. Türkiye, vatandaşının köle gibi sömürüldüğü büyük bir şantiyeye döndü.

Aslında vatandaşı kimin sattığı açık seçik ortadadır; mahallenizde, köyünüzde, şehrinizde, ülkenizde… kim kısa sürede lüks içinde bir hayata adım atıyorsa, bilin ki o kişi, çoğu kişinin aleyhine olan olaylardan nasipleniyordur.

Bazı mahkemeler, aleyhte kararlar aldılar ama mahkeme kararları hak getire…

Üst tarafta tanıdığı olan patronlar, üst mercilerden kendi çıkarlarına kararları hemencecik çıkarırlar, çıkardılar da!

Köyleri yok olmasın diye, mesleklerini, yaşam tarzlarını devam ettirmek için mücadele eden, haklı mücadelesinde zenginlerin iş makinelerinin önlerine kendilerini siper eden vatandaşlarımızın karşısına, vatandaşın güvenliğinden sorumlu jandarmanın girdiğini bile görmekteyiz.

Onlarda emir kulu ama doğruyu ve haklıyı da ayırt etmek lazım değil mi!

Şahan Gökbakar Recep İvedik filminde aslında tüm vatandaşlarımıza bir nasihat veriyor, haksızlığa karşı tek başımıza iken belki bizi alt edebilirler ama bir olduğumuzda bizim karşımızda hiçbir güç duramaz.

BİR OLMALIYIZ, BİR OLALIM!