MUSTAFA KEMAL ATATÜRK‘ün
19 Mayıs 1919’da Samsuna attığı adım;
Trablusgarp’ta; İtalyanlar ile,
Balkanlar’da; Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan, Karadağ ile,
Kafkas Cephesi’nde; Rusya ile,
Çanakkale’de; yedi düvel ile,
Suriye – Filistin Cephesinde İngilizler ile çarpışmış
Türk Sancağının şanını canından aziz bilip icabında vatan ve vazife uğrunda seve seve hayatını feda eyleyeceğine, namusu üzerine ant içen ve buna layık davranan VATANSEVER bir ASKER için küçük bir adımdı,
Fakat
Etrafında kendisine kayıtsız şartsız biat edenleri bulunduran, ataları gibi önde değil, sarayda yabancıların merhametine sığınan sözde MÜSLÜMAN, TEK ADAM‘ın kendi refahı uğruna ölüm fermanlarını imzaladığı ANADOLU İNSANI için VARLIĞINI SÜRDÜRME ADIMIYDI.
Dış istihbaratçıların taktiği olarak; ne kadar önemsizleştirilmeye çalışılırsa çalışılsın, TÜRKLERİ SİSTEMLİ OLARAK YOK ETME POLİTİKASINA, sarayın ihtiyaçlarını karşılamak dışında unutulmuş fakir ANADOLU halkının bütün varlığı ile karşı koyma mücadelesinin ilk adımıydı.
İngilizlerin tarikatlara verdiği VAHABİ KURANI KERİMİNİN değil, KURANI KERİM ile gerçekte ALLAH‘ın ne anlattığını; imama, hocaya, şeyhe, mollaya, dervişe ihtiyaç duymadan tüm Müslümanların anlamasını sağlama mücadelesinin ilk adımıydı.
Sadece TEK ADAMA, SARAY YALAKALARINA ve YAKINLARINA sağlanan imkanlara, tüm herkesin ulaşmasını sağlama mücadelesinin ilk adımıydı.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE BU BAŞARILDI.
O olmasa da olurdu diyenlere;
Herkes bir amaç için doğar,
Kimi köle olarak bir kişiye hizmet ederek ölmeyi yaşamak zannederken,
Kimi için de yaşamak, diğer insanların da özgürlüğü için hizmet etmekle ancak mümkündür!
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK OLMASAYDI OLMAZDI,
SAMSUN’a İLK ADIM ATILMASAYDI OLMAZDIK!
Kavratış, Held
