İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi, taraf tutan bir hakemin, rakip takım için sürekli vara giderek aleyhte karar verdiği, tuttuğu takım kazanana kadar oyunu çeşitli bahanelerle uzattığı bir müsabakaya döndü.  

Bütün kamu kuruluşlarında tamamen örgütlenene kadar asıl mücadelemiz başlamayacak.

Demokrasi amaç değil araçtır.

Yukarıdaki sözleri kimlerin söylediğini tahmin edin bakalım?

Uzatmadan söyleyeyim;

1. sini Fethullah Gülen 2. sini Recep Tayyip Erdoğan

Bütün kamu kuruluşlarını ele geçirmenin neden önemli olduğunu İstanbul Seçimlerinden görebilirsiniz,

Demokrasinin nasıl işine geldiği şekilde kullanıldığını da!

Geçen seçimlerde muhalefetin itirazları “atı alan Üsküdar’ı geçti” sözleri ile alaya alanlar şimdi YSK ya baskıları ile seçimi yeniletme kararı aldılar. Ama sadece Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini. İlçe başkanları, muhtarlar, il meclis üyeleri doğru seçilmiş her nasılsa?

Şimdi diyeceksiniz ki diğerlerinde muhalefet aldı; itirazlar aynı değerlendirildi ve değiştirilmedi?

Neden İstanbul biliyor musunuz?

Çünkü İstanbul Büyük Şehir Belediyesi DEV bir şirket gibi. İstanbul bir taraf diğer 80 il diğer tarafa. Kasasına giren para nasıl olur da kendilerinde olmaz!

Yani havuzuna akan büyük bir kaynak kesintisi yaşamak istemeyen iktidar, kozunu İstanbul da kullandı.

Evet tek adamın sözünün geçtiği yerlerde olur böyle şeyler.

Tek adama yaranmaya çalışan adamları, nemalanacakları adamı ihya etmeleri gerekiyordu ve öyle de yaptılar.

Çünkü kendilerinin hep kazanması, diğerlerinin ise hep kaybetmesi gerekli. Ona göre düzenlemişlerdi ama birileri beceriksizlik yapmıştı. Düzeltme fırsatını YSK verdi. Bir şans daha. Belki kazanana kadar devam.

Ama inanın demokrasiye olan inanç kalmadı.

Ülkem insanları, iktidar partisinin en başındaki adamından itibaren söyledikleri ile zaten kutuplaşmışken, bu karar iyice kutuplaşmayı derinleştirecek cinsten görünüyor.

Şimdi bu adamların torpille iş yapmadığına, liyakata uygun atama yaptığına nasıl inanırsınız.

Ben inanmıyorum da!