Açılan her özel okul, Türk Milli Eğitim sistemini bir adım daha iflasa götürüyor…

Her iflas eden özel okul ile birlikte Türk Milli Eğitim sisteminin iflasa gitme hızı daha da hızlanıyor…

Türk Milli Eğitim sistemi; Türkiye Cumhuriyeti sınırları içerisinde, parası – ırkı – cemaati – dini – siyasi görüşü… ne olursa olsun her kesin çocuğunun eşit şartlarda eğitim alması demektir…

Eşit şartlarda eğitim; yürüme mesafesinde gidilebilecek okul demek, Hakkari’den Muğla’ya, Artvin’den Edirne’ye, Sinop’tan Hatay’a en uç köylerinde bile çocuklara aynı temel eğitimin verilmesi demektir (yani bir bilgi yarışmasında her nereden gelirse gelsin çocuğun diğeri ile aynı seviyede olması demektir; tek fark çocuğun kendi yeteneği olmalıdır), her dersin her okulda branşının öğretmeni tarafından verilmesi demektir.  Annesinin babasının parası ile doğru orantılı olacak şekilde iyi eğitim alması değil!

Parası olan çocuk okusun, eğitim alsın, gelişsin, meslek sahibi olsun, atansın…

Milli Eğitim Bakanlığı, açılan özel okulları ne kadar denetliyor; müfredatlarında ne var, ne öğretiyorlar, Türk Milli Eğitim sistemine uygun mu, beyin yıkıyorlar mı, o okuldan çıkan çocuk devlet düşmanı olabilir mi diye hiç inceliyor mu?  

Fakirin umudu çocuk ne yapacak?

Çocuk için fakirin umudu diyorum çünkü fakirin her çocuğu, o fakir için gelecek umududur!

Çocuklar bizim geleceğimizdir, umudumuzdur;

Türk Milli Eğitim sisteminin iflası; Türkiye’nin geleceğinin iflası demektir…

Ulaşamadığın yer senin olmadığı gibi eğitemediğin her çocuk ta senin geleceğinin bir parçası değildir.

Köye öğretmen gönderemiyorsak o köy bizim için artık kayıp demektir.

Türk insanının bir birine saygısı, tahammülü azaldı; yaşamıyor musunuz, karşılaşmıyor musunuz?

Neden diye hiç sordunuz mu kendinize, düşündünüz mü hiç?

Eğitim noksanlığından olabilir mi!