Bir şirket nasıl çalışır;

Şirket işini yapar

Ürününü üretir

Satar

Hiç bir şey yoktan var olmaz, vardan da yok olmaz;

Ürün üretmek, hizmet elde etmek için ham madde, iş gücü, elektrik veya su veya doğal gaz giderleri vardır.

Maliyetler için kredi çekmiş olabilir, döviz kullanmış olabilir…

Karşılığını bekler; çek alır, senet alır, ödeme sözü alır…

O günlere göre de kendisi başkasına çek verir, senet verir, ödeme sözü verir…

Ürün ürettiği yer ödeme yapmaz ise;

Kredisini zamanında ödeyemez – riski artar, döviz artar ise maliyeti artar ve ürün ürettiği yer ile sözleşmesinde bunların karşılıkları yok ise günden güne zarar eder.

Çekleri yazılır, senetleri karşılıksız çıkar, verdiği sözlerin tutulmadığı görülünce ödeme sözü verdiği yerdeki riski artar…

Kendisi ödemesini alamayınca başkasına da ödemesini yapamaz.

Zincirleme borçlar oluşmaya başlar.

Herkes bir birini sıkıştırmaya ve sözleşmeler gereği yasal yaptırımlar uygulamaya başlar.

Sermayesi, mal varlığı, piyasadan alacağı borcundan çok olan şirket mahkemeye başvurarak, bu durumu bertaraf etmek için konkordato talep eder.

Bu başvurunun bile oldukça maliyetli olduğunu belirtmek isterim.

Mahkeme de borç alacak ilişkisinin değerlendirilmesi için şirkete komiser atar.

Şirket bu süre içerisinde mal varlıklarını satamaz, kasasındaki parayı istediği gibi kullanamaz, el değiştirtemez, el değiştiremez… yani mahkeme şirketten alacağı olanlara karşı şirketin ve varlıklarının kaçırılmasının önüne geçmek için tüm önlemleri almaktadır.

Karar karar tarihi öncesi borçları kapsamakta olup, karar tarihinden sonra oluşacak borçlar ise zamanında ödenmelidir.

Eğer konkordato iyi değerlendirilirse ve atanan komiser iyi ise hem borçlu hem de alacaklı taraf için avantaj oluşturmaktadır.

Çünkü fırsat verilmeden iflas eden bir şirketten herkes alacağını tahsil edemez.

www.konkordatotakip.com