Türk Yapımı Av Filmi, The Hunt

Paylaş; başkaları da faydalansın!

Filmin baş kahramanı; koltuk altı kıllarının uzunluğuna dikkat ettiğimizde vücut hijyenine uzun süredir dikkat etmeyen Billur Melis Koç’un canlandırdığı Ayşe karakteri…

Film o kadar karışık ki; neler olduğu aralara serpiştirilmiş bir kaç diyalogdan anlayabiliyoruz, eğer o diyalogları da duymazdan gelirseniz veya kaçırırsanız “ne oluyor yaw” dersiniz çünkü filmin akışında başka bir ipucu yok;

Meğer Ayşe kocasından boşanmak istiyormuş ama kocası boşanmaya razı değil. Kocası da polis! (Ben böyle anladım.)

Zorla mı evlendirilmiş orasını çözemedim.

Boşanma olayı geçekleşmeden hatta kocası ile zifaf bile yapmamasına rağmen, başka birisi ile hem gönül hem de fanfinifinfon işlerini çevirmiş veya evlenmeden öncesinde olan işlerini, “ben evliyim artık yapamam” demeksizin devam ettirmiş…

Bu iş artık namus işidir.

Namus kirletilmiştir.

Ve namus temizlenmelidir.

Kocası, namus temizleme işi için gönüllü olmuştur.

Arkadaşlarını da toplayarak, içerinde 16 yaşında bir çocukta var, büyük ihtimalle Ayşe’yi öldürdükten sonra, yaş dolayısı ile daha az ceza alır diye cinayeti onun üzerine atacaklar, namusunu temizleme işine girişir…

Neden boşanmıyorsun mübarek.

Her kadındaki aynı değil mi?!

Dünyanın yarısı erkek yarısı kadın.

Hem zorla da güzellik olmaz.

Ayşe kaçma konusunda acemi,

Kocası polis olmasına rağmen, kendi ailesinin arabasını kaçırarak yola koyuluyor, elinde de ne kimlik var ne de arabanın ruhsatı,

Bilmediği bir yerde, ki 90 plakalı bir yeri bende bilmiyorum:), güpegündüz, orman yolunda giderken, ne hikmetse ortaya çıkan sisin içerisine girerek kaza yapıyor,

Kazadan sağ çıkıyor ve ormanın içine kaçıyor,

Kocası ve arkadaşları da peşinden,

Ve AV başlıyor….

Ülkemizde hala, gerçekten bir sürü namus cinayeti işlenirken, bu filmin bu kadar acemice ve gerçekten uzak olması beni cezbetmedi. Av sahnesine kadar gerçeklerle bezeli bir senaryo yazılabilirdi.

Kolaysa yaz mı?

Gel bir sonraki film için bana danış birlikte yazalım:)